Ana sayfa Andrea Arnold Andrea Arnold Röportajı

Andrea Arnold Röportajı

1237
0


Fish Tank gibi gerçekçi bir filmi yapma fikri nereden çıktı?

Andrea Arnold: Yazmaya burada bahsetmek istemediğim bir görüntüden ilham alarak başladım. Yazma sürecinin en ilginç kısmı biz daha nereden geldiğini anlamadan aklımıza gelen fikirler. Sonrasındaysa başka filmleri veya referansları düşünmeden karakterlere can vermeye çalışıyorum. Birkaç belgesel çektiğim için gerçekliğe ve onu filme almaya karşı tutkuyla yaklaşıyorum.

Çocukluk ve reşitlik arası yaşta olan genç bir kız arıyordum. Epey zorlandım. 17-18 yaşına gelip çoktan yetişkinliğe erişmiş birçok kız var. Filmi izlediğinizde Katie Jarvis gerçek hayatta göründüğünden daha küçük ve kırılgan görünüyor. İlk montajda bunun farkına vardım ve umduğumdan daha vurucu olduğunu gördüm.

Katie Jarvis profesyonel bir oyuncu değil. Onu nasıl buldunuz?

Ajanslarla uzunca bir süre geçirdikten sonra bir tren istasyonunda karşıma çıktı. Biz onu gördüğümüzde Katie erkek arkadaşına fırça çekiyordu. Onu seçmelere sokmak istediğimize çok zor inandı. Seçmeler sırasında da sadece bir köşede tek başınayken dans ediyordu. Aklımdaki karaktere hiç uymuyordu. Fakat dans etmeye başladığında ilginç bir şekilde kendini yansıtıyordu. Etrafına bir çeşit dinamizm saçıyor.

Müziğin ve dansın kadınlar üzerindeki etkilerine büyük bir duyarlılık gösteriyorsunuz.

Gerginliği yok etmede dans çok etkili. Filmdeki oyuncular kendilerini sürekli korumaya çalışıyor ve bunu da dans ederek yapıyorlar. Ancak o an kendileri olabiliyorlar. Senaryoda dansın çok önemi vardı ve biz de R&B türünde dans eden pek çok kızı seçmelere aldık. Ama hip-hop türünde önemli olanın başka biri için dans etmek olduğunu gördük ve filmi de buna göre şekillendirdik.

Filmi neden sinemada nadiren gördüğümüz Essex’te çekmeye karar verdiniz?

Manzarasına bayılıyorum. Essex’e çocukluğumda gitmiştim, Londra ile Kuzey Denizi arasındaki A13 yolundan. Oradaki evler doğal yaşamın içindeki küçük adacıklar gibi görünüyor. Fabrikalar, terk edilmiş otoparklar var… Melankolik bir atmosfer.

Filmin ismini neden “Akvaryum” koydunuz?

Basın gönderimleri için benden çok hızlı bir isim istendi ama önce filme karşı hislerimi tartmalıydım. Bu küçük akvaryumda, filmde gösterilen ufak alanda pek çok hayat yaşanıyor ve “Akvaryum” bunu yansıtmak için güzel bir metafor.

Cineuropa.org
Fabien Lemercier

Çeviri: Melih Tu-men

Önceki makaleScenes From a Marriage
Sonraki makaleDaniel Sánchez Arévalo Röportajı
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here