Ana sayfa 2000'ler 2008 Bronson

Bronson

1482
0

Bronson
1974 yılında 19 yaşındayken soygun suçundan 3 yıl hapisle cezalandırılan, fakat içeride sürekli olay çıkartıp kavga ederek cezasını 30 yılı tecritte olmak üzere 34 yıla kadar uzatan Michael Peterson’ın gerçek hikâyesi, Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn tarafından Brock Norman Brock ile birlikte senaryo haline getirilerek çekilmiş. Charles Bronson’ı alter egosu ilân eden, özellikle gardiyanlarla kapışmayı seven, uyumsuzluğu yüzünden sürekli değişen hücrelerini birer otel odası gibi gören Peterson, İngiltere’nin en tehlikeli mahkumu ünvanına sahip. Zaten görünen en belirgin amacı da bir şekilde ünlü olabilmek. Refn’in biyografi ve kurmaca arasında gidip gelen anlatımı da tıpkı Peterson kadar ilginç. Nedensiz şiddetin, anarşinin ve çılgınlığın ete kemiğe bürünmüş hali olan Peterson’ın enteresan olaylarla dolu hapisane geçmişi, çiğ bir şiddet yanında, nam-ı diğer Bronson’ın monologları ve kurmaca bir tiyatro sahnesinde seyirciyle konuştuğu anlarıyla tiyatral paralellikte sunuluyor.

Bronson sayesinde göze sokulan bir sistem ve adalet eleştirisi yok. Politik bir figür yerine absürd, bilinçsiz ve anarşist ruhlu bir mapushane palyaçosu olarak resmedilmiş. Tabiî bakışa göre bunlardan doğrudan veya dolaylı politik çıkarımlar elde etmek mümkün. Uzun mahkumiyeti süresince tam bir başbelâsı oluşu üzerinden çocuksu bir şöhret beklentisinin kişiliğine olan yansımaları anlatılmaya çalışılıyor. Zaten bir evlat, âşık ve bahis dövüşçüsü olarak kısaca işlenen rolleri, bu kişiliğin önüne geçemiyor. Bronson rolüyle harika bir oyun çıkaran Tom Hardy’den ayrıca söz etmek gerek. Hardy, her dâim öfke dolu olmasına rağmen ne zaman ne şekilde parlayacağı belli olmayan dengesizlik halini kusursuzca yansıtması yanında, yer yer tek kişilik bir tiyatro oyunu izliyormuş havasına da sokabilen elit bir metoda da sahip olduğunu gösteriyor. Üstelik sempatik bulunabileceği gibi, uzlaşmasız tutumuyla araya mesafe koyan yönünü de aynı metoda eklemiş vaziyette. Görüntü özeni, kurgusu ve etkileyici müzik kullanımıyla, en önemlisi de Tom Hardy’siyle birçok artısı olmasına karşın, her zevke hitap etmeyen bir film olduğunu da söylemeden geçmeyelim.

Osman Danacı
odanac@gmail.com

Önceki makaleMuukalainen
Sonraki makaleNijat Özön
İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Sinema, müzik ve edebiyat, ilgi alanı olmaktan öteye geçmiş, yaşam biçimi olmuş. Geçmişinde radyo programı, bir gazetenin Pazar ekinde albüm eleştirmenliği ve amatör fotoğrafçılık yapmışlığı var. Öğrenciyken Shakespeare, Wordsworth, Austen, Hardy, Lawrence okumanın, Virginia Woolf üzerine bitirme tezi vermenin, önüne gelen her albümü dinlemenin, özellikle 80'leri ve 90'ları türlü komikliği ve dramatikliğiyle yaşamanın sonucu doğan yazma ihtiyacını sinema ve müziğin bünyesinde anlamlandırmaya çalışıyor.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here