Ana sayfa 2000'ler 2007 Gölge

Gölge

1206
0

Peyami Safa’nın Selma ve Gölgesi isimli kitabından uyarlanan Gölge, daha önce iki güzel belgesel çekmiş olan Mehmet Güreli’nin ilk uzun metrajlı filmi. Yönetmen filme konu olan eserdeki tiyatral yapıyı da beyazperdeye taşıyarak riskli bir tercih yapmış, bunun yanısıra filmde müzisyen yanını da oldukça öne çıkararak filmin yapısına olumsuz etkide bulunmuş. Bu iki kusuru dışında Gölge, Türk Sineması’ndaki gerçek anlamıyla en özgün kara filmlerden biri. Klasik anlamda bir femme fatale yerine, oldukça derin çözümlemelere müsait bir kadın karakter ve çevresinde ona tutkun iki yakın arkadaşın hikâyesi üzerine kurulan ana çatı, aşk, kıskançlık ve ölüm gibi temalarla zenginleşiyor. Özellikle filmde ölüm teması çok baskın. Filmdeki karakterler için gittikçe saplantı hâline gelen Selma, bir anlamda karakterlerin aşklarını da sorgulamak için bir er meydanı haline geliyor. Bir yerden sonra kimlerin aşkı için ölmeye cesareti var, kimlerin yok tarzında bir soru ortaya çıkıyor. Film bir yanıyla da ulaşılmaz olanın etrafında dolaşarak farklı kapılar da aralıyor. Bu açıdan bakarsak Gölge bilindik temalar üzerinden giden klasik bir hikâyeden çok daha fazlasını içinde barındırıyor. Film bir TRT uyarlaması havasından kurtulsaymış ve biraz daha çarpıcı bir finalle bitirilseymiş, eminim Türk Sineması için çok daha değerli bir çalışma olabilirmiş. Fakat Gölge bu haliyle bile, Recep İvedik ve türevlerinden midesi bulanan benim gibi seyirciler için bir nimet sayılabilir.

Barış Saydam

bar_saydam@hotmail.com

Önceki makaleForeldrar
Sonraki makaleMataharis
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here