Ana sayfa 2010'lar 2011 V Subbotu

V Subbotu

1360
0


Daha çok senarist kimliğiyle öne çıkan Aleksandr Mindadze’nin ikinci yönetmenlik denemesi olan Masum Cumartesi, Mindadze’nin sadece senaryo anlamında değil, yönetmenlik anlamında da ne istediğini bilen ve üslup sahibi bir yönetmen olduğunu ortaya koyuyor. Çernobil faciasının hemen öncesini, reaktörde ilk sızıntının meydana geldiği ânı ve yaşanan karmaşayı anlatan film, radyasyon sızıntısının ve etkilerinin farkındaki Valerij karakterinin yaşadıklarına bizleri ortak ediyor. Yönetmen izlenimci kamerasıyla Valerij’i uzun süre omuz hizasından takip ediyor, onunla birlikte hareket ediyor ve temposunu Valerij’in fiziksel durumuna göre ayarlıyor. Radyasyon bulutları etrafı sarmaya başladığında Valerij’in yaşadığı korkuyu ve acizliği sallanan el kamerasıyla aktaran yönetmen, seyircileri de karakterin ruh hâline ortak ediyor. Özellikle Bunuelvari bir hâl alan düğün sekansı, tam anlamıyla Çernobil felaketinden kaçış olmayacağını bunaltıcı ve korkutucu bir şekilde özetliyor. Kaçmak isteyen ama bir türlü kaçamayan bir grup müzisyenin yaşadıkları üzerinden Mindadze felaketin kuşatıcılığını gözler önüne seriyor.

Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com

Önceki makalePatience: After Sebald
Sonraki makaleAbrir Puertas y Ventanas
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here