Ana sayfa 2021 Spencer

Spencer

181
0
Oğulları William ve Harry dışında kraliçenin baş kahyası Alistar Gregory, sarayın mutfak şefi Darren ve en önemli dert ortağı olan terzisi Maggie ile konuşmaları, sarayın askeri disiplini ve soğuk rutini arasından sızan insani dokunuşlar olarak çok önemli eklemeler. Zira sürekli bunalımlı, tekinsiz, isyankar Diana ile filmin sarkacağını bilen Larraín, bu karakterler sayesinde sağladığı müdahalelerle filmi daha makul ve derdini ifade edebilen bir forma sokabiliyor. Fakat yine de “bakın bir öğün yemekte giymesi için bir düzine elbise ayağına kadar gelen, girdiği ortamdaki kişilerin bile hazırola geçtiği koskoca prenses bile bu ortamda nasıl da baskı altında ve yapayalnız, ne kadar üzücü” samimiyetsizliğini anlamamız bekleniyor. Belki evliliği öncesinde de hizmetçisi, aşçısı, kahyası olan soylu bir aileye mensup Diana bunların hiçbirini istemedi ama Kraliyet ailesi iticiliğinde bu rızasızlıktan mağduriyet devşirmenin tek taraflı bir bakış yaratması mümkün değil. Diana‘nın özünde iyi bir insan olmasının da pek bir önemi kalmıyor. Bir kesmin hiç ilgilenmediği, hatta nefret ettiği monarşinin herhangi bir unsuru için acıma duygusu geliştirmek de o kesim için imkansız hale geliyor. Mesela Sefiller okumak, hamburger yemek gibi özlemlerin suniliği ve sanki bunların yapılması kendisine tümden yasaklanmış algısı seyirciyi avlayabiliyor.
Diana‘nın saraydaki duruşuna bir gözdağı mahiyetinde okuması için odasına bırakılan The Life and Death Of Anne Boleyn kitabıyla kurulan Diana – Anne Boleyn özdeşleşmesi de filmin bir başka yan unsuru. Kral VIII. Henry‘nin ikinci eşi olan, I. Elizabeth‘in annesi BoleynHenry ile üç yıl evli kalmıştı. Kral HenryAnne Boleyn‘le evliliği sırasında Jane Seymour‘a aşık oldu ve Boleyn‘i altı kişiyle zina yapmakla suçlayıp kafasını kestirerek idam ettirmişti. Larraín‘in, Anne Boleyn‘in bu trajedisini bir hayalet sıradanlığında estetize edip Diana‘nın gölgesine saklaması, referans olarak güçlü ama anlatım olarak düz kalıyor. Bunun yanında Diana‘nın Charles ile yüzleştiği, kilise çıkışı Camilla ile göz göze geldiği, kendisi için hazırlanan abiyesi ile bir türlü odasından çıkıp yemeğe inemediği sahneler de estetik ve dramatik manada iyi çekilmiş sahneler. Kristen Stewart‘ın abartılı, hatta bazen komik gelen Diana performansı taklitten öteye pek geçemese de, oyuncunun geçmişine nazaran biraz daha olgunlaştığını gösterir nitelikte. Timothy SpallSally Hawkins ve Sean Harris gibi İngiliz sinemasının çok güçlü isimleri, performans bir kenara sadece varlıklarıyla bile üstlendikleri rollere yetiyorlar. Teknik ve sinematografik anlamda Spencer iyi bir film. Ancak kariyerinde kendi yazıp yönettiği Tony Manero ve El Club, sadece yönettiği No ve Neruda gibi iyi filmler bulunan Larraín‘in artık kolay bir şablona dönüşmeye başlayan “bir ünlünün kritik birkaç günü” temalı kısa biyografileri kendisini dünyaya yakınlaştırırken, auteur kimliğinden uzaklaştırıyor.

Osman Danacı

odanac@gmail.com

Twitter

Önceki makaleLamb
Sonraki makaleTitane
İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Sinema, müzik ve edebiyat, ilgi alanı olmaktan öteye geçmiş, yaşam biçimi olmuş. Geçmişinde radyo programı, bir gazetenin Pazar ekinde albüm eleştirmenliği ve amatör fotoğrafçılık yapmışlığı var. Öğrenciyken Shakespeare, Wordsworth, Austen, Hardy, Lawrence okumanın, Virginia Woolf üzerine bitirme tezi vermenin, önüne gelen her albümü dinlemenin, özellikle 80'leri ve 90'ları türlü komikliği ve dramatikliğiyle yaşamanın sonucu doğan yazma ihtiyacını sinema ve müziğin bünyesinde anlamlandırmaya çalışıyor.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here