Ana sayfa 2000'ler 2007 Zeynep’in Sekiz Günü

Zeynep’in Sekiz Günü

1349
0

Kendi içinde basit ve sıradan bir dünyası olan, etrafına kalın duvarlar ören, kimi kimsesi olmayan Zeynep’in yaşadığı sekiz günü ekranlara taşıyan yönetmen, oldukça komik ve anlamsız bir filme de imza atmış. Zeynep’in Ali’yle tanışması ve sonrasında bozulan iç dengesi kendi etrafında kurduğu dünyanın darmadağın olmasına sebep olurken, sekiz güne bölünerek anlatılan bu değişim ne yazık ki çok üstünkörü gelişiyor ve verilmek istenen mesajların hepsi ıska geçiyor. Her şeyden önce filmin diyalogları ve karakter gelişimi o kadar sıradan ki, filmi izlerken kendinizi gülmekten alıkoyamıyorsunuz. O içine kapanık sessiz kız, bir bakıyorsunuz Shakespearevari diziler söylüyor, Dostoyevski gibi karakter çözümlemelerinde bulunuyor. Yaşadığı dünyayı tamamen bırakıp bambaşka bir dünyaya geçiyor. Bunun imkânsızlığı bir yana, karşılaştığı karakterlerle gerçekleştirdiği konuşmalar da oldukça garip. Ne filme bir etkisi var, ne karakterle doğrudan bir bağlantısı var. Filmin sözüm ona yüzeysel hikâyesinin berbatlığı yanında, Zeynep’in çabucak değişen ve inandırıcılıktan uzak içsel dünyası da Zeynep’in Sekiz Günü’nü bir işkence haline getiriyor. Yönetmen bu projeyi bir üçleme olarak düşünmüş ve üçlemenin geri kalan filmlerini çekiyormuş. Ben ilkini gördükten sonra diğerlerinin yanına yaklaşmamayı tercih ederim. Zeynep’in işkence dolu sekiz günü yetti de arttı.

Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com

Önceki makaleSoğuktu ve Yağmur Çiseliyordu
Sonraki makaleSummer ’04
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here