Ana sayfa Haber Bela Tarr’dan Sinema Dersi

Bela Tarr’dan Sinema Dersi

806
0


Torino Atı (The Turin Horse)’ndan sonra sinemayı bıraktığını açıklayan Macar yönetmen Bela Tarr, bu yılki festivalin onur konuklarından biriydi. Alin Taşçıyan’ın moderatörlüğünü yaptığı “master class”da bugün İstanbullu sinemaseverler yönetmene filmleri hakkında soru sorma imkânı buldu. Soruları samimi bir şekilde yanıtlayan yönetmen, söyleşinin başında bu etkinliğin “master class” olarak adlandırılmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Daha sonra öğrencilik zamanlarından, sinemaya nasıl başladığından ve çektiği filmlerin anlam dünyasından bahsetti.

Söyleşinin en dikkat çekici anlarından biri de, Bela Tarr’ın Komünizm öncesi ve sonrasında dünyada ve özelinde de sinema endüstrisinde yaşananlara dair söyledikleriydi: Yönetmen, komünizm zamanında devletin sansürüyle uğraştığını, ama komünizm sonrasında da sinema endüstrisinin ve pazarın zorlamalarına maruz kaldığını anlattı ve bu ikisinin de aynı yere çıktığını söyledi. Komünizmin tasarım olarak değişse de, özünde o dönemki piramidin şimdi de devam ettiğini sözlerine ekledi. O dönem siyasetçiler baştayken, şimdi de ekonomiyle uğraşan insanların sisteme egemen olduğundan bahsetti.

Hollywood’u anlatırken, fast food ve ev yemeği arasındaki ilişkiyi örnek gösteren yönetmen, Hollywood’un insanlara hızlıca tüketilecek ama içi boş şeyler önerdiğini, insanları çocuk yerine koyduğunu ve onlara gerçeklerle uzaktan yakından ilişkisi olmayan masallar anlattığını hatırlattı.

Sinemanın kendisi için bir tür uyuşturucu olduğunu, bu yüzden sinemayı bırakmasına rağmen, sinemadan uzaklaşmasının çok zor olduğunu sözlerine ekledi.

Bizlerin de dileği, tabii ki yönetmenin tamamladığını düşündüğü “daire”yi kırarak, yeniden beyazperdede hikâyeler anlatması ve filmleriyle, sinema endüstrisinin tekelinin kırıldığında, ne denli büyük filmler üretileceğini ispat etmesi. (Barış Saydam)

Önceki makaleLars von Trier’den The Nymphomaniac
Sonraki makaleWe Have a Pope Filminin Fragmanı Yayınlandı
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here