Ana sayfa Serbest Sinemanın Değişimi

Sinemanın Değişimi

1008
0
Saray Sineması’nda “Roma Esiresi” filminin gösterimi.

Hiç kuşku yok ki sinemanın yaşadığı öz ve biçim değişiklikleri, özellikle 80’li yıllardan sonra toplumdaki beğenilerin ve değerlerin değişimini yansıttı ve yansıtıyor. Pek tabii dünya sinemasının tümünü suçlamak haksızlık olur, büyük suçlu artık ürün üreten, güçlü bir şekilde pazarlayan, çarpıcı bir şekilde beyin yıkayan, emperyalizmin borazanlığını yapmayı sürdüren Hollywood sinemasıdır. Bu perspektif ve yaklaşım içinde biz neyi kaybettik? Veya bir şeyler kaybettik mi?

Her kuşak kendi sinemasını yaratır ve destekler, korur ve savunur ve bu sinema pek tabii ki bir önceki kuşağın savunduğu, koruduğu sinema değildir ve olamaz. Ancak her sanatta, temelde, “klasik” dediğimiz ve o sanatın temellerini oluşturan nosyonlar, kriterler ve değerler vardır. Bunlar o sanatın ve yapıtların ölümsüzlüğünü garanti altına alır, “modern” ya da “postmodern” olmak varolan değişimde kriterlerin yok edilmesi anlamına gelmemeli. Nedir ki tüm sanatlara baktığımızda aslında bir gerileme ile karşılaşıyoruz ki buna değişim deniliyor, yenilik deniliyor, özgün sayılıyor ve içi boş ve ağızdan ağza dolaşan yeni terminolojiler yaratılıyor. Biliyorum bu tartışma çok karmaşık, ayrıntılı ve sonu gelmez… Neyi kaybettik? Bence çok önemli bir şey kaybettik: Duyguyu!

Şimdi… Evet sinema olgunlaştı, şenlik özelliklerini yitirdi ola ki başka özellikler kazandı, diyelim. Acaba? Artık film izlemek için sinemaya gitmek gerekmiyor, bir DVD’yi, eskiden bir video kaseti cebinize atıp evinizde izlersiniz ama film izlemek kolektif bir olaydır, kolektif bir paylaşımdır. Evet, Beyoğlu sinemaları pop oldu, sinema adabı kalmadığı gibi sinemaya karşı eskiden olan saygı da kalmadı.

Giovanni Scognamillo
Bir Levanten Şövalye / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
2008, s.223
Önceki makaleBerlin’de Yarışacak Filmler Belli Oldu
Sonraki makaleÇalışma Hayatında Kadın
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here