Ana sayfa Serbest Adana’da Gösterimi Yapılan Türk Filmlerine Bir Bakış

Adana’da Gösterimi Yapılan Türk Filmlerine Bir Bakış

841
0

18. Adana Altın Koza Film Festivali
18. Adana Altın Koza Film Festivali’nin sonlarına yaklaştıkça merakla beklenen Türk filmlerinin gösterimleri de birer birer gerçekleşiyor. Çarşamba akşamı Nuri Bilge Ceylan’ın Bir Zamanlar Anadolu’da filminden sonra, dün de Özcan Alper’in Gelecek Uzun Sürer filmi gösterildi. Kısaca festivaldeki Türk filmlerine bakalım.

Bir Zamanlar Anadolu’da

Nuri Bilge Ceylan son filminde diğer filmlerinden farklı olarak daha fazla diyaloğa, mizaha ve sürükleyici bir anlatıma yöneliyor. Yönetmenin meşhur taşra üçlemesindeki minimal sinema dili, bu sefer ana akım sinemaya daha yakın bir yerde duruyor. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleriyle birlikte yönetmen klasik bir öykü dili üzerinden gidiyor. Üç saatlik süresine rağmen herkesin rahatça izleyebileceği bir film çeken yönetmen, bu filmle birlikte kemikleşmiş seyirci kitlesini şaşırtacağa benziyor. Gişe konusunda da filmin en “başarılı” Nuri Bilge Ceylan filmi olması kuvvetle muhtemel. Umarız Nuri Bilge Ceylan’ı “sanat filmi” klişesiyle değerlendiren önyargılı bakış açısı bu film için de işlemez.

Filmle ilgili geniş bir eleştiri yazısı için burayı tıklayabilirsiniz.

Kadife

Yaklaşık otuz yıldır Doğu ve Güneydoğu’da süren çatışmalara bir annenin gözünden bakan Kadife filmi, oğlunu savaşta kaybettikten sonra torununu dağdan indirmeye çalışan bir kadının dramını anlatıyor. Savaşın nedenlerine, tarafların söylemlerine ve çatışmaların boyutuna değinmeden, sıradan insan hikâyelerine yönelen film, slogancı ve ajite bir anlatıma kaçmadan derdini anlatıyor. Gerek konusu gerekse de durduğu yer açısından film olumlu olsa da, sinema anlamında Kadife’de hiçbir şey yok. Her gün dinlediğimiz, okuduğumuz ve izlediğimiz insan hikâyelerinden biri anlatılıyor; ama öykü beyazperdeye yansırken herhangi bir sinematografik uğraş içerisine girilmiyor. Bu da doğal olarak, filmi sosyal sorumluluk projesi olarak değerlendirip mesajlarını paylaşsak da, sinemasal olarak bir yere oturtmamızı engelliyor. Kadife iyi bir film değil, sinema olarak herhangi bir şey vaat etmiyor izleyicisine ama hikâye ve mesajıyla da arkasında durulması ve desteklenmesi gereken bir proje.

Gelecek Uzun Sürer

Özcan Alper ilk filmi Sonbahar’da neyi nasıl anlatacağını iyi bilen, olgun bir sinema dili olan ve gelecek vaat eden bir yönetmen profili çizmişti. Gerek politik meselesini sinemanın bütün imkânlarından güç alarak görsel bir dil üzerinden aktaran, gerekse de herkesin rahatça izleyebileceği ve bir bağ kurabileceği bir dramatik yapı kuran Alper, son filminde ise bunların tamamen tersi istikamette ilerliyor. Kadife’de olduğu gibi Gelecek Uzun Sürer’de de anlatılan Türkiye’nin karanlıkta kalan son otuz yıllık dönemi, faili meçhul cinayetler, kayıplar ve yıkılıp dağılan yuvalar… Fakat yönetmen filmin bir noktasından sonra, bu zorlu meseleyi daha da çetrefilli bir hâle getirerek dünyanın son yüzyılını anlatmaya koyuluyor. Üstelik hiçbir analiz olmadan, derin bir çözümlemeye ve anlatıma girişmeden bunu filmler, kitaplar, şiirler ve posterler üzerinden yapmaya çalışıyor. Hâliyle de ortaya Sinan Çetin’in Kâğıt filminin sonundaki slayt şov gibi resimler eşliğinde geçen bir dünya panoraması çıkıyor. Özcan Alper’in politik bilinci, entelektüel donanımı ve iyi niyeti her zaman için alkışlanacak ve arkasında durulacak şeyler, ama maalesef sinema böyle bir şey değil: Politik sinema, Yeni Dalga’daki gibi anıştırma yöntemiyle yapılacak bir göndermeler bombardımanından çok ayakları yere sağlam basan ve hedefini iyi saptamış bilinçli bir yönetim gerektiriyor. Umarız Özcan Alper bundan sonraki filmlerinde daha sade ve bilinçli bir anlatıma yönelir. Sonbahar’ın “gelecek vaat eden” yönetmeni olarak, Alper’i daha iyi filmlerle anmak ve desteklemek isteriz.

Memleket Meselesi

İsa Yıldız ve Murat Onbul’un yönetmenliğini yaptığı Memleket Meselesi, emekliliğine kısa süre kalan bir öğretmenin karıştığı kaza sonrasında bir polis memurundan tokat yemesi sonrasında gelişen olayları konu alıyor. Mobese kamerasındaki kayıtların polis tarafından “karartılması”ndan sonra yediği tokadın hesabını soramayan öğretmenin iktidar karşısındaki âcizliği ve öğretmenin nezdinde pek çoklarına atılan ve hesapsız kalan tokatların ağırlığı, filmin politik altmetnini oluşturuyor. Filmde yönetmenler mizahı çok yerinde kullanarak, iktidara ait –başta büstler ve heykeller olmak üzere- bütün simgesel araçların altını oyuyor ve bunların ardında yatan “saçmalığı” ortaya çıkarıyor. Bireylerin iktidar karşısında sindirilmesini absürd bir komediyle aktaran Memleket Meselesi, yılın başarılı yapımlarından biri.

Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com
Önceki makaleTürkiye’den Yedi Film OSCAR İçin Yarışacak
Sonraki makaleCelal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikâyesi
1983, İstanbul doğumlu. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Bölümü'nde yaptı. Altyazı dergisinde sinema eleştirileri yazmaya başladı. 2008’de Avrupa Sineması isimli web sitesini kurdu. 2011-2014 yılları arasında Hayal Perdesi dergisinde web sitesi editörlüğü yaptı ve derginin yayın kurulunda görev aldı. TÜRVAK bünyesinde çıkartılan Cine Belge isimli derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 2012’den beri Sinematek Derneği’nde Film Analizi dersi veriyor. 2013-2019 yılları arasında Türk Sineması Araştırmaları (TSA) projesinde koordinatör yardımcılığı ve içerik editörü olarak görev yaptı. 2018-2020 yılları arasında İstanbul Şehir Üniversitesi'nde ders verdi. 2018-2021 yılları arasında Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) genel sekreterliğini üstlendi. Ayrıca Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam(2011), Sinemada Tarih Yazımı (2015), Erol Ağakay: Yeşilçam’a Adanmış Bir Hayat (2015), Oyuncu, Yönetmen, Senarist, Yapımcı Yılmaz Güney (2015)- Burçak Evren'le ortak-, Karanlıkta Işığı Yakalamak: Ahmet Uluçay Derlemesi (2016), Aytekin Çakmakçı: Güneşe Lamba Yakan Adam (2019), Osmanlı’da Sinematografın Yolculuğu (1895-1923) [2020], Derviş Zaim Sinemasına Tersten Bakmak (2021) – Tuba Deniz’le ortak-, Orta Doğu Sinemaları (2021) – Mehmet Öztürk’le ortak-, Türkiye’de Sanat Sineması (2022) isimli kitapları da bulunuyor.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here