Ana sayfa Serbest Theo Angelopoulos ve 2. Dönem Filmleri

Theo Angelopoulos ve 2. Dönem Filmleri

1020
0


Komünizmle birlikte dünyanın değişebileceğine dair inanç taşıyan bir kuşağın ideallerinin peşinden giderek sonrasında hayal kırıklığına uğramasını anlatan Kitara’ya Yolculuk (Taxidi sta Kythira, 1984), yönetmenin seçkide gösterilecek filmlerinin de bir anlamda merkezini teşkil ediyor. İlk dönem filmlerinde yönetmenin bütün sorunlara karşın siyasal olarak bir coşku taşıdığı, ideallerine sıkı sıkıya bağlı olduğu görülür. Oysa Kitara’ya Yolculuk’la birlikte bir kopuş yaşanır. Arıcı’da (O Melissokomos, 1986), yönetmen yaşanan kopuşun “kayıp” diye tabir ettiği kendi kuşağına ve ülkesinin kolektif belleğine etkisinin izlerini sürer. Puslu Manzaralar’da (Topio stin Omichli, 1988) ise, başkarakterler Almanya’da çalışan babalarını arayan iki küçük çocuktur. Yönetmenin sinemasında baba figürü hem “duygusal ahengi” sağlamada hem de insanın varoluşunu anlamlandırmada önemli bir metafor olarak kullanıldığından, filmdeki çocukların babalarını aramaları, bir anlamda geçmişle gelecek arasında bir bağ kurulması için de gereklidir.

Leyleğin Geciken Adımı (To Meteoro Vima Tou Pelargou, 1991) yönetmenin sineması için başka bir zirvedir. İdeallerin boşa çıkmasına, belleklerdeki erozyona ve kayıp baba figürünün arkasındaki ahlaki otoritenin yokluğuna bir de yersizlik ve yurtsuzluk eklenir. Yönetmen kendilerine bir ev arayan göçmenlerin hikayesi üzerinden, aslında yaşadığımız çağda hepimizin bir şekilde göçmen olduğumuz fikrini ortaya koyar. Ulis’in Bakışı’ndaki (To Vlemma tou Odyssea, 1995) A. da bu anlamda kayıp film bobinlerini bulmaktan çok yaşadığı varoluşsal bunalımdan kurtulmanın yollarını arar. A.’nın varoluşsal bunalımı Sonsuzluk ve Bir Gün’de (Mia Aioniotita Kai Mia Mera, 1998) çağın kaygılarıyla birleşerek ayyuka çıkar.

Yönetmen, Sonsuzluk ve Bir Gün’den altı yıl sonra çektiği Ağlayan Çayır’da (Trilogia: To Livadi Pou Dakryzei, 2004), 1919 yılından başlayarak, 2. Dünya Savaşı’na kadar olan periyodu Yunanistan’da yaşanan siyasi ve toplumsal gelişmelerle koşut bir şekilde aktarır. Zamanın Tozu’ndaysa (I Skoni Tou Hronou, 2008), A.’nın çektiği film aracılığıyla ilk filmin bittiği yer olan 2. Dünya Savaşı’nın hemen öncesinden hikayeyi anlatmaya devam eder. Angelopoulos, böylece günümüze sürüklenmiş geçmiş zamanın izine düşerek, yaşadığı yüzyılın kişisel bir değerlendirmesini yapma fırsatı yakalar.

Not: Bu yazı, Altyazı dergisinin 96. sayısında yayımlanmıştır.

Barış Saydam
bar_saydam@hotmail.com

Önceki makaleRoman Polanski: Wanted and Desired
Sonraki makaleLe Boucher
Sinemaya gönül veren bir grup sinefilin kurduğu Avrupa Sineması internet sitesi, Avrupa sinemasını daha geniş kitlelere tanıtmak ve bu filmlerle ilgili ufak da olsa bir tartışma ortamı yaratmak amacıyla kuruldu. Sitenin kuruluş amaçlarından biri de; tür sinemasını da yadsımadan, sinemanın sadece bir eğlence aracı olmadığının vurgusunu yapmak. Metin Erksan’dan bir alıntı yapacak olursak; bilimlerin ve sanatların varoluşlarının sınırları, geçmişin derinlikleri içindedir… Sinema bilim; sinema sanatı ve sinema bilimi kapsamında; sanatsal düşüncenin ve uygulamanın, sinemasal düşüncenin ve uygulamanın, yaratısal düşüncenin ve uygulamanın, görüntüsel düşüncenin ve uygulamanın, çekimsel düşüncenin ve uygulamanın, oluşumunu, gelişimini, dönüşümünü saptar ve oluşturur. Bu nedenle bizler de günümüzde çekilen filmler dışında, geçmişin derinliklerine doğru bir yolculuk yaparak; bu sanatı etkileyen filmleri ve yönetmenleri de tanıtmaya, eleştirmeye ve onların sinemayı nasıl algıladıklarını kavramaya gayret ediyoruz. Bir yandan da sinemanın diğer sanatlarla olan ilişkisini, filmler bağlamında tartışarak; sinemanın diğer sanatlardan ayrı düşünülemeyeceğini savunuyoruz. Bu amaçlarla, birbirinden farklı coğrafyalarda, farklı zamanlarda çekilmiş ve birbirinden farklı türlerde pek çok film eleştirisine yer vermeye çalışıyoruz. Sinemayı bir kültür olarak gören herkesin katılımına da açığız. Arzu edenler mail adresinden bizlere ulaşabilir, yazılarını paylaşabilir ve filmlerle ilgili görüşlerini iletebilir.

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here